Judo’nun kurucusu Prof. Dr. Jıgaro KANO’dur. Bu sanatın temelleri 1882 yılında atılmıştır. Judo 1950’li yıllarda Türkiye’ye gelmiştir. Bir spor olarak değil, dövüş sanatı olarak tanımlanır. Kaba güçten ziyade, rakibi sıkaraki boğarak ya da domine ederek yere atması amaçlanır. Judo’da rakibe tekme ve yumruk atmak yasaktır. Domine etmek kısmı işin felsefik boyutu olarak tanımlanmaktadır. Rakip üzerinde üstünlük kurma öğretisi işlenir. Görünüş olarak güreşe çok benzemektedir. Güreşten en büyük farkı, judoda amaç, gelen hareketlere karşı cevap vermektir. Rakibin hamlesini bekleyip, onun oyunu karşısında hamle kurmak gerekir. Judo’da seviyeler kuşakla belirlenir. En yüksek mertebeli kuşak ise siyah kuşaktır. En yüksekten düşüğe doğru renkler; kahverengi, mavi, yeşil, turuncu, sarı ve beyaz olarak sıralanmaktadır.
Kaynak : Türkiye Judo Federasyonu