Güreş

Güreş

Ata sporumuz olan Güreş’in tarihi yaklaşık olarak 3000 yıl öncesine dayanmaktadır. Ortaya çıkışından günümüze kadar farklı kültürlerde uygulamaları olmuştur. Bunlar şu şekilde sıralanabilir;

Greko-Romen, Serbest Güreş, Karakucak Güreşleri, Yağlı Güreş ve Kırkpınar Güreşleridir. Greko-Romen​ özellikle İlkçağ sonlarında Akdeniz’de uygulanan kültürdür. Bu güreş stilinde rakipler ayak ve bacaklara dokunmadan güreşirler. Belden yukarısı ile oyunlar taktik edilir. Bu güreş stili ayrıca Avrupa ülkelerinde de uygulanmaktadır.

Serbest Güreş​ , dünya çapında uygulanan bir amatör güreş stilidir. Genel olarak klasik güreşe benzemektedir. Bu stilde klasikten farklı olarak, çapraz vurma, çelme takma ve belden aşağı sarılma kuralları vardır. Bu stilde güreşçiler ağırlığa göre sınıflandırılırlar.

Karakucak Güreşleri​ , Türklerin öz ve milli güreşi olarak adlandırılır. Güreş yapılırken diz kapağının altına kadar gelen ‘Pırpıt’ adında bir giysi giyilir. Bu giysi bazı yörelerde ‘Kıspet’ olarak da adlandırılır. Bu güreşler kültürel şenliklerin en önemli organizasyonlarından biridir ve davul zurna eşliğinde yapılırlar. Bu güreşler yağlı güreşten farklı olarak yağsız yapılır. Hiçbir şekilde yağ kullanılmaz.

Yağlı Güreş​ , Türkiye’de çok yaygın olan ve sevilen bir stildir. Bu tür güreşin temeli dengedir. Pehlivanlar ‘Kıspet’ giyer, yağlanır ve yenişinceye kadar güreşirler. Son yıllarda bu stilde zaman kuralı ve puanlama uygulamaları yapılmaktadır. Kırkpınar Güreşleri, Türklerin Rumeli’ye ayak basmasıyla başlamıştır. 1362 yılından günümüze kadar 655 kez yapıldığı söylenen Kırkpınar Güreşleri’nde başpehlivanlık kazananların tamamının isimleri, yapılan araştırmalara rağmen tespit edilememiştir. Fakat birçok bilinen pehlivan da tarihimizde çok önemli yer tutmaktadır ve ülkemizi Avrupa’da da temsil etmişlerdir.

Kaynak​ : Türkiye Güreş Federasyonu